FRANSA’DA FAALİYET GÖSTEREN DÜNYA KADINLARI HANIMELİ DERNEĞİ’Nİ TANIYALIM

Bugün, Fransa’da kurulmuş göçmen Türk kadın derneklerinden olan “Dünya Kadınları Hanımeli Derneği”nin Başkanı Pembe Hekimoğlu, bizlere yaptıkları çalışmaları anlatacak.

Tansu SARITAYLI- İsterseniz önce bu derneğin başkanı Pembe Hekimoğlu’nu tanıyalım.

Pembe HEKİMOĞLU- Merhaba Tansu bey, öncelikle bizi davet ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. İlk yaptığımız etkinliklerde de bizi ilk tanıtan sizsiniz, bunun için çok teşekkür ederiz. Ben Ordu ili Aybastı kazası doğumluyum. Fransa’ya 20 yaşında geldim. Paris’te konfeksiyon atölyesinde ilk işe orda başladım. Buraya geldiğimde konfeksiyon işiyle tanışmış oldum. Atölyede ve evde dikiş dikiyordum. İki oğlum vardı, bu şekilde devam ederken, bir derneği ihtiyaç duyulduğunu gördük. Bu ihtiyaç sebebiyle dernek kurduk. Kendi hayatımla ilgili daha çok şey anlatmam gerekiyor mu? İsterseniz siz sorun, ben cevaplayayım.

Tansu SARITAYLI- Sizin başkanlığını üstlendiğiniz Dünya Kadınları Hanımeli Derneği’ni ne zaman kurdunuz?

Pembe HEKİMOĞLU- Derneği 2009’da kurduk. Ancak daha öncesi de var. Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hollanda gezimiz olmuştu, bu sebeple 2008 yılı da olabilir ama biz yine 2009 yılında kuruldu diyelim.

Tansu SARITAYLI- Peki dernek projesinin ortaya çıkış sürecini anlatabilir misiniz? Bu dernek neden kuruldu? Neden böyle bir girişimde bulundunuz?

Pembe HEKİMOĞLU- Aslında bu derneğin ilk kurucuları Fethiye Şeker diye bir kızımız. Fethiye Şeker’in, Neslihan Ay ile Merve adlı bir kızla bu arkadaşların birlikte hayal ettikleri bir dernekti. Amaçları, buradaki kadınlarla birlikte etkinlikler yapabilmek, diyalogları geliştirmek, geziler ve kültürel etkinlikler yapmaktı. Fethiye, üstlendiği dernek başkanlığı görevine sanıyorum bir ay kadar devam etti. Sonra yaşı çok genç olduğu için bu görevi bana teklif ettiler. O zaman yapıp yapamayacağımı bilmiyordum, nasıl olacağını tahmin edemiyordum. Fakat geçen yıllar içinde derneğimizi, arkadaşlarımla, müthiş ekibimle iyi bir yere getirdik diye düşünüyorum.

Tansu SARITAYLI- Derneğin yürüttüğü çalışmalar hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Bildiğim kadarıyla Paris’te Türk kadınlarını mutfaktan çıkarıp, kültürel geziler düzenliyorsunuz. Bir hayli seyahat ve çeşitli etkinlikler de var. Tabi kültürel etkinlikler. Bunları kısaca öğrenebilir miyiz?

Pembe HEKİMOĞLU- Tansu bey, şimdiye kadar çok mütevazı kaldım ama bugün kalmayayım. Çok etkili işler yaptığımızı düşünüyorum. Yani Goussainville gibi tanınmayan bir kasabayı bile tanıttık. Bizim yaptığımız etkinlikler kesinlikle kültürel. Biliyorsunuz müthiş festivaller düzenledik. Kadın olarak bunu üç defa başardık. Festival, ama asıl amaç eğitimdi. Çocukların eğitimi için epey faydalı seminerler de düzenledik. Mesela ilk yaptığımız kahvaltılı toplantıyı hatırlıyorum. Kahvaltıyı gençlerle başlattık, “Hadi bir araya gelin, neler yapabileceğinizi konuşun. Birlikte projeler yapın, eğitime destek olun, birbirinize destek olun” dedik. Sonrasında bunun toplumu çok toparladığını gördük. Kahvaltı ve seminer devam etti. Her ay seminer gerçekleştirdik. Doktorların, avukatların yani topluma faydası olacak birçok meslekten kıymetli insanların katıldığı seminerler düzenledik.

Tansu SARITAYLI- Derneğinizin özellikle odaklandığı alanlar neler? Neler üzerinde çalışmalar yürütüyorsunuz?

Pembe HEKİMOĞLU- Biliyorsunuz bir lokalimiz vardı. Orada İngilizce, Fransızca ve saz dersi veriliyordu. Ayrıca kadınların yaptığı elişleri, emekleri boşa gitmesin diye birçok şey denedik. Başarılı olduğumuz konular da oldu başarılı olamadıklarımız da. Şu bir gerçek ki eğitim konusunda eksikliğimiz var. Yaptığımız o çalışmalar da maalesef uzun sürmedi, üç sene kadar sürdü, daha sonra lokali kapatmak zorunda kaldık. Biz aslında hiçbir şey bilmeyen bir milletiz. Tabii ki bunu herkes için söylemiyorum. Kendimi de içine alıp söyleyeceğim: Biz gelişmeyi istemiyoruz. Aslında daha neler neler başarabiliriz. Aslında çok başarılı insanlarız. Bence bizim de çocuklarımızın da kafası çok iyi çalışıyor. Ancak bunu ifade edip bir türlü başarıyı elde edemiyoruz.

Tansu SARITAYLI- Dernek başkanlığını yürütüyorsunuz, bu işin zorlukları nelerdir?

Pembe HEKİMOĞLU- Hayatınızdan o kadar çok veriyorsunuz ki eşinizi ihmal ediyorsunuz, işinizi ihmal ediyorsunuz, hatta çocuklarınızı ihmal ediyorsunuz. Elbette kendinizi de ihmal ediyorsunuz. Bununla ilgili küçük bir örnek vereyim: Eşimin doğum günüydü, aynı akşam bir yerde çok güzel bir etkinlik vardı, desteklemek için oraya gittim. Fakat o gece eşimin doğum gününe yetişemedim. Çocuklarımın da hemen hemen hiçbir şeyinde yanlarında olamadım. O derece fedakarsınız. Çok fazla fedakarlık yapıyorsunuz ama pişman mısınız? Hayır. O kadar çok insana dokunuyorsunuz ki… En önemlisi de çok güzel insanlarla tanışıyorsunuz, çok insana faydanız oluyor. Mesela Afrika’da birçok su kuyusunun açılmasına vesile olduk. Su kuyularını düşünün, gönderdiğimiz binlerce iftar yemeğini, kumanyaları, bayramlıkları düşünün. Türkiye’de yardımcı olduğumuz birçok çocuk var. Burs gecesi yapıyoruz, inanılmaz anlar yaşanıyor. Bazen açıkça, bazen gizli olarak birçok yardım yaptık. Ben ve ekibim bunlarla çok gurur duyduk. Bu his bizi çok motive etti Tansu bey.

Tansu SARITAYLI- Bu derneğin başkanlığında kaç yıl geçti? Nasıl hissediyorsunuz?

Pembe HEKİMOĞLU- Galiba 14, 15 yıl oldu Tansu bey. Tabi çok yoruldum. Aslında bir arkadaşımın bu görevi devralmasını çok isterdim. Fakat arkadaşlarım “Biz seni her şekilde destekleriz, ama sen bırakma” dedikleri için bir türlü bırakamıyorum.

Tansu SARITAYLI- Dernek başkanı olarak yaptıklarınızdan başka neler olabilirdi? Neler yapamadınız mesela?

Pembe HEKİMOĞLU- Köyden kalkıp gelmiş, eğitimini bile tamamlayamamış, 5 sene okumuş ilkokul mezunu bir kadın olarak söyleyeyim, iyi bir eğitim alabilmiş olsaydım insanlara daha faydalı olabilirdim. İnsanlara topluma yardım duygusu var. Bende, arkadaşlarımda, Hanımeli’nde, bizde bu duygu var. Bu iş gönül işi. Eksikliklerimiz olabilir ancak inanın elimizden geleni fazlasıyla yaptık. Her güzel işi ve iyi iş yapanı destekledik. Bu tür etkinlikler yapan derneklerin de yanlarında olduk. Biz, yaptıkça tecrübe edindik. Tabii ki başaramayacaklar yapacaklarımız var. Mesela ben Fransızca’yı iyi bildiğimi söyleyemem. Kendimi ifade edebiliyorum, ancak çok iyi Fransızca bilmek, bu şekilde daha iyi yerlere gelebilmek, dernek vesilesiyle siyasete atılabilmek, bu şekilde toplumumuzu daha iyi temsil etmek isterdim. Buradan sesleniyorum, okuyanlara oy vermede çok eksiğiz. Seçimlerde çok iyi değiliz. Güçlü olabilmemiz için birlik içinde olmalıyız. Ayrıca, oylarımızı, hakkımızı kullanıp Fransız vatandaşlığını almalıyız Tansu Bey.

Tansu SARITAYLI- Şimdiye kadar dernek başkanı olarak hangi projeleri gerçekleştirdiniz? Düşündüğünüz, ancak gerçekleştiremediğiniz projeler oldu mu?

Pembe HEKİMOĞLU- Kadın olarak festivaller yaptık, üç defa festival yaptık, inanılmazdı. Bunu da düzenlediğimiz kadınlar matinesinde kazandığımız parayla başardık. Bunun yanı sıra ihtiyaç sahiplerine destek olduk. Tabi yapabildiğimiz kadar. Yani ‘eti ne budu ne’ denilir ya! Elimizden gelenin fazlasını yaptığımız düşünüyorum. Çünkü her birimiz çok fedakarlık yaptık.

Tansu SARITAYLI- Derneğinizin üye sayısı nedir?

Pembe HEKİMOĞLU- Bunu hiç düşünmedik. Fakat, “Bize üye olur musunuz?” deseydik 300, 400 belki de 500 üyemiz olurdu inanın Tansu bey.

Tansu SARITAYLI- Merak ettiğim bir şey var. Paris’te yıllardır bir derneğin başkanlığını yürüten bir kişi olarak, Türk toplumunun burada neler yapmalarını isterdiniz? Türk toplumunun eksiği, fazlası nedir? Türklerin neye ihtiyacı var? Türkler 50 yıldır Fransa’da, çok şey olabilir. Biraz önce siz seçimlerden bahsettiniz ama başka neler olabilirdi?

Pembe HEKİMOĞLU- Onu düşünüyordum Tansu bey. İlk geldiğim dönemleri hatırlıyorum. Buradaki Türk toplumunda inanılmaz seviyede birlik beraberlik vardı. Hâlâ çok misafirperveriz. Hatta bu konuda Türkiye’den çok daha iyi durumdayız diyebilirim. Bunu Türkiye’de de söylüyorum. Fakat izninizle şunu söyleyebilirim, o geldiğimiz günlerdeki birliği kaybetmeye başladık. Buna çok üzülüyorum. Adlarını vermeyeceğim ama diğer ırklara ve dinlere mensup insanlar kadar birlik beraberlik içinde olamıyoruz. Maalesef bu açıdan eksik kalıyoruz. Derneğimizde bu konuyu sürekli dile getiriyoruz, tartışıyoruz. Biz Türkler, burada birlik beraberlik içinde olmazsak ve siyasi konuda güçlü olmazsak maalesef daha çok şey kaybedeceğiz. Yani bu şekilde kaybetmeye mahkumuz.

Bu yüzden Türkiye’ye de bağımlı kalmamalıyız. Buna da açıklık getirelim. Mesela açık söyleyeyim, buradan oy vermenin doğru olmadığın düşünüyorum. Her ne kadar siyasi büyüklerimiz oy vermek gerektiğini söyleseler de bu yanlış. Önce bunu bir düzeltelim. Bizim işimiz burada. Burada siyasi olarak güç kazanalım. Yani burada birlik içinde ve güçlü olmalıyız. Türk insanı misafirperver, cana yakın ama bunu kaybetmemeliyiz. Bunu kaybetmemek için de çocuklarımızı iyi eğitmeli iyi yetiştirmeliyiz. Kendim de 60 yaşındayım ancak iyi Fransızca bilmiyorum. Yani birçok şeyde eksiğim var. Bilmeden biliyoruz demeyelim. Biz kendimizi yetiştirmeliyiz, eğitmeliyiz. Bunu hep birlikte başarabiliriz Tansu bey.

Tansu SARITAYLI- Peki derneğinizin yönetim kurulunda kimler var? Bu üyelerin meslekleri nedir? Tabi bu üyeler çalışıyorlar, sizin tercihiniz mi oluyor, yoksa kendi istekleriyle mi yönetime giriyorlar?

Pembe HEKİMOĞLU- Açık söyleyeyim bir şey yaptığımızda müthiş bir ekiple yola çıkıyoruz. Bunu zaten hepiniz görüyorsunuz. Hepimiz eğitimli olmasak da eğitim almış kadar becerikliyiz, bu da geçmişteki deneyimlerimizden kaynaklanıyor diyebilirim. Fakat tabii ki eğitimli arkadaşlarımız da var. Mesela Özlem Mermer çok iyi eğitim almış bir kızımız, ayrıca Sunay Ceylan arkadaşımız var eğitim almış, folklor ekipleriyle. Küçük bir örnek vermek istiyorum. Şu anda kültür gezimiz var. Gezimizden elde edeceğimiz gelirle ihtiyaç sahibi çocuklara destek olacağız. Bu da onların iyi eğitim almasına, toplumun daha da gelişmesine yarayacak. Bu amaçla çalışıyoruz. Yorulmadan, ezilmeden, üzülmeden, severek yapıyoruz bu işi. Zaten bu duygularla yapmazsanız, size para da verseler yine yapılmaz. Bizim hiçbirimizin çok şükür paraya ihtiyacı yok. Yani ben ve arkadaşlarım, dernek yardımcılarım bu işi gönül işi olarak yapıyoruz Tansu bey.

Herhangi birine para verseniz bu işi yaptıramazsınız. Çünkü dernek işi inanılmaz yorucu. Çok yoruluyorsunuz, çok üzülüyorsunuz, çok yalnız çalışıyorsunuz ama bunu anlatamıyorsunuz, ifade edemiyorsunuz. Bazen “Buradan kaç para kazanıyorsunuz” diyorlar. Bunu da söylemek istiyorum, biz para kazanmadık, cebimizden para verdik. Çok şükür eşlerimizin durumları fena sayılmaz. Dernek yönetimdeki arkadaşlarımın hepsini buradan selamlıyorum, onlarla gurur duyuyorum. Hep söylüyorum ekibim olmazsa ben yapamam, kimse yapamaz. Tek başına hiç kimse hiçbir şey değil. Güzel ve başarılı bir ekibimiz var. Bir kısmı eğitimli bir kısmı ev kadını ama hepsi çok çalışkan, çok başarılı. Biz onlarla birlikte çok şey başardık. Bu dernek bunca yıldır ayaktaysa derneği çok sevdiğimiz için. Yoksa, çok üzülerek söylüyorum dernekçilik zor iş.

Tansu SARITAYLI- Evet şimdi sizin derneğinizle ilgili ben bazı duyumlar aldım. Onu da öğrenmek isterim. Türkiye’nin bazı yerlerini görmemiş, Paris’te yaşayan vatandaşlarımız daha doğrusu kadınlar sizin sayenizde Türkiye’nin bazı yerlerini görmüşler. Avrupa’nın bazı ülkelerini, şehirlerini sizin sayenizde görmüşler. Gelecek günlerde buna benzer yine kültürel geziler düşünüyor musunuz?

Pembe HEKİMOĞLU- Kesinlikle. Çünkü buna ihtiyaç var. Herkes tatile gidemiyor. Küçük bir duyuru yapıyoruz, inanın bir saat içinde otobüsü doldurabiliyoruz. Demek ki işimizi iyi yapıyoruz. Gideceğimiz, seçtiğimiz yerler de önemli. Harika bir ekip var, bu ekiple yolculuk yapmak çok keyifli. Bu ekiple birlikte dans, halay, müzik, hatta tiyatro oyunları dahil çok eğlenceli gezilerimiz oluyor Tansu bey.

Tansu SARITAYLI- Dernek olarak burada kültürel faaliyetler de yapıyorsunuz. Bunların çoğuna şahit oldum, çok iyi biliyorum. Peki siz bu etkinlikleri yaparken gerek yerel yönetimlerden gerekse bizim buradaki Türk Büyükelçiliği’nden herhangi bir maddi veya manevi katkı alabiliyor musunuz?

Pembe HEKİMOĞLU- Maalesef bu sorunuz üzerine ufak bir şikayetimizi dile getirip, bu konuyu da paylaşmış olayım. Biz dernek olarak Türkiye’deki 15 yetim çocuğu burada 10 gün misafir ettik. Lösemili Çocuklar Vakfı’ndan (LÖSEV) 20 çocuğu da 15 gün misafir ettik. LÖSEV’li çocukları birkaç defa getirdik, yine gelecekler. Türk Hava Yolları’ndan (THY) rica ettim, bize destek vermelerini istedim. Etkinlik Türkiye’de değil diye reddettiler. Çok üzüldüm. Çünkü bu işlerin maliyeti ağır. İşte 10 çocuğun gelmesi, biletleri, oteli, burada gezmeleri, yemesi içmesi siz de tahmin edebilirsiniz. Tabi ekibimizle birlikte hallederiz, üstesinden geliriz diye düşünüyorum.

Fakat bu etkinlikleri için devletten hiçbir maddi katkı alamadık Tansu bey. Diğer yandan Goussainville Belediyesi’nin bize her sene verdiği küçük bir tutar var. Sübvansiyon dedikleri para girişi. Bizim bulunduğumuz yerin belediyesinin verdiği bu katkı. Biliyorsunuz, yaptığınız etkinlikleri, çalışmaları takdir ettikleri için. Bir de Özlem Mermer çok uğraştığı için, o dosyaları hazırlayıp tamamladığı için veriliyor. Gerçekten çok ilgili ve çok ilgileniyor, onun sayesinde alabiliyoruz diyebilirim. Tabi daha önce dosya bile hazırlamadan yardım aldığımız bir belediye başkanı oldu, fakat zamanla belediye başkanı değişince etkinliklerin dosyalarını hazırlayıp sunmamız gerekiyor artık.

Tansu SARITAYLI- Pembe hanım bize zaman ayırdığınız için çok çok teşekkür ederiz, ağzınıza sağlık. Sizin verdiğiniz bu bilgileri Fransa’daki Türk toplumuna aktarmak istiyoruz. Sizler, burada ücret almadan, zamanınızdan ve ailenizden fedakarlıklar yaparak bu görevi yürütüyorsunuz. Bir süre sonra bu görevi bırakacaksınız. Ama aradan uzun zaman geçtiğinde bizler bu fani dünyadan çoktan göçmüş olacağız. Fakat arkanızda bir isim bırakacaksınız, bir kuruluş, bir dernek bırakacaksınız. Bu arkada bıraktığınız dernek ve çalışmalarınız gelecek nesillere örnek olacak, onlar tarafından takdirle karşılanacak diye düşünüyorum. Röportaj için çok çok teşekkür ederim.

Pembe HEKİMOĞLU- Tansu bey, yaşadıklarımızın bir kısmını anlattım, eksik söylemiş de olabilirim. 15 senede o kadar çok şey yaptık ki… O yıllar boyunca yaptığımız çalışmalardan, etkinliklerden unuttuklarım vardır, ama zaten siz biliyorsunuz, bunlara ilave edebilirsiniz. Ama en önemlisi bizim tanıtımıza katkısı olanları unutmam mümkün değil. Çünkü bir etkinlik yapıp duyuramamak var. Biz Hanımeli ekibim ve arkadaşlarım adına size çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu dernek tanıtılmalı.

Buradan dernek başkanlarına, arkadaşlarıma tavsiyem şu: Bu kadın dernekleri çok kıymetli, siyasetçilerimize sesleniyorum. Değer verilmeyen kadın denekleri maalesef sayı olarak çok az oluyor. Kadın derneklerinin sayısı azaldı, neredeyse bitti. Tavsiyem, onları lütfen sakın kaybetmesinler, çoğalsın istiyorum. Çünkü annelere ihtiyaç var, kadınlara çok ihtiyaç var. Bu dünya annelerle, kadınlarla dönüyor. Ricam, lütfen kadın derneklerine sahip çıkılsın. Tansu bey sizin de destekleriniz ve Hodrimeydan haber siteniz üzerinden yayınlarınız için teşekkür ediyorum.