Ankara’da yaşayan gazeteci meslektaşım Dr. Tayfun Atmaca, çok güzel ve yerinde bir konuya parmak basmış ve « Sarıkamış’ta başlayan Bakü Nargin Adasında devam eden zorlu bir mücadelenin destansı hikâyesi yazmış « Şu koronavirüs salgını dolayısıyla evlerde oturduğumuz günlerde bir solukta okunup tarihe yolculuk yapacağınız bir eser ortaya koymuş. Roman türü olarak yazılmış bu eseri sizlerin de zevk ve beğeniyle okuyaacğınız düşüncesiyle tavsiye ederim.
‘Karda Ayak İzleri’ Hafızalardan Silinmeyecek İşkodra’da Aşk ve Dut Ağacı romanlarının yazarı, Tayfun Atmaca, kaleme aldığı,bu son kitabında Sarıkamış Harekâtını farklı yönleriyle anlatmış ‘Karda Ayak İzleri’ adlı roman, Metamorfoz Yayıncılık bünyesinde bulunan Mat Kitap’tan çıktı. Sarıkamış Taaruz Harekâtı bu cephede gerçekleşen, mevsim ve coğrafi zorluklar nedeniyle içinde bir çok dramı barındıran bir mücadele olarak tarihi geçer ve Osmanlı Devleti’nin var olma mücadelesindeki en üst düzey fedakârlıkların gösterildiği bir savaştır. Yazarın, tarihi kaynakları titizlikle incelediği ve uzun bir araştırma neticesinde yayınladığı roman, bugüne kadar yazılmış ‘Sarıkamış’ konulu kitaplardan farklılık arz ediyor.
Romanda, ‘Sarıkamış Harekâtına’ ve geçmişin buz tutmuş karanlığına ışık tutularak, bugüne kadar üzerinde fazla durulmayan mektupların savaşın seyrini nasıl değiştirdiği göz önüne seriliyor. Kitap da buzdan örülmüş şehitler tepesinden yaralı olarak kurtulan Manastırlı Teğmen Ali Sami’nin Sarıkamış’ta başlayan, Tiflis’te devam eden Bakü Nargin Adasında son bulan esir hayatının çarpıcı hikâyesi ele alınıyor. Savaşta da olsa insan olmanın vazgeçilmezi kabul edilen büyük bir aşk hikâyesi de romanın sayfalarına çekiyor okuru.Bakü münevverlerinden Akife Hanım ile Ali Sami’nin aşkını okuduğunuzda, bu büyük aşk karşısında saygı duyup, gözyaşlarınıza izin vereceksiniz…Romandan bir kesit: Ruslarla birlikte doğayla mücadele etmek kolay değildi… Yerde bir metreden fazla kar bulunuyordu… Savaş hattında ihtiyaç tedarik edilecek Türk köyü bulunmuyordu. Türk askerinin tek yiyeceği zeytin ve ekmekti. Asker, ordugâhını karlar üstünde kurmuş, sıfırın altında 35-40 derecede açıkta uyuyordu. Donarak ölenlerin ve soğuktan el ve ayak parmakları kopanların sayısı her geçen saat artıyordu. Son umut, Teğmen Ali Sami’nin de bulunduğu 10’ncu Kolordu’daydı. Sarıkamış’a biran evvel varmak için tek yol Allah-u Ekber Dağları’nı aşmaktı. Sarıkamış’a yaklaştıklarında kar erimemiş, kar ile birlikte onlar da eriyip gitmişti. Soğuğa bir de açlık eklenmiş, erzak getiren birliklerin askerleri de donarak öldüğü için açlık sağ kalan askerleri de perişan etmişti. Ruslar, Allah-u Ekber Dağları’ndaki Türk müfrezesini esir almayı başaramadı. Çünkü onlar, çok daha evvel Allah’a teslim olmuşlardı…