Öncelikle sizi, kendi dilinizden dinleyicilerinizle paylaşsak. Yolculuğunuzla ilgili neler aktarırsınız? Çocukluk, gençlik ve sonrası gibi sorsam?
Silpius Dağı ( bu günkü Habib Neccar ) eteğinde Asi Nehri ( Orontes ) çevresinde Seleucus Nicator ( Büyük İskender Komutanı ) tarafından kurulmuş, insanlık tarihinde sokakları ilk aydınlanmış, tarihi mabetlerin bulunduğu, büyük medeniyetlerin beşiği, Ezan, Hazzan ve Çan seslerinin koro ahenginde birbirini ötelemeden dinlenebildiği kadim şehir Antakya’da dünyaya geldim. İlk müzik eğitimini bu şehirde aldım. Bu sürecin devamı müzik eğitimlerime Paris te devam ettim. Eğitim insan yaşadığı sürece hep devam ediyor. Her tecrübe bir eğitim benim için yaşamda. Ben böyle düşünüyorum.
Müziğiniz yaşamdaki duruşunuzu yansıtıyor. İnsanlığın sorunlarıyla, dertleriyle ayırt etmeksizin hemhal olmayı, onlara katkı sağlamak için mücadele etmeyi görev edindiğinizi biliyoruz. Neler anlatırsınız?
İnsan kimliğinin sahip olunan kişilik tarafından belirlendiği bu dünyada, hangi kökten ve inançtan olursa olsun ayırım yapmaksızın, insanların sevinçlerini, hüzünlerini, kaygı ve umutlarını dile getirmeye çalışan müzik tarzını benimsiyorum. Bestelerimi bu anlayışla gerçekleştiriyorum. Yaşadığım coğrafyaya kayıtsız kalma lüksüm olmadığını düşünüyor ve bu nedenle geçmiş de dahil günümüz de ben her türlü yaşanmışlıkları konu olarak değerlendirip gelecek kuşağa miras eserler sunmaya çaba harcıyorum. Mücadelem bu benim.
Dünyadaki haksızlıklar, adalet anlayışındaki taraflı tutum ve müziğiniz. Bunları birleştirirken nasıl bir çalışma biçimiyle hareket ediyorsunuz?
İnsanlar dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren, sosyal yapının bir parçası olarak sorunlardan ve kaygılardan uzak, geleceğe güvenle bakabilen mutlu, sağlıklı bir yaşamın peşinde koşar. Önce kendine, sonra başkalarına karşı bir artı oluşturabilmenin çabasıdır bu. Yapımı bitmek bilmeyen bir yolda ulaşılabilecek nihai hedef olmaktan çok sonsuzluğa ilerleyen bir yolculuktur bu durum. İçinde; heyecanları, başarı ya da hayal kırıklıkları, sevinçleri, hüzünleri, sadakatleri, dayanışmaları ya da ihanetleri barındırır. Başımıza gelen olumsuzluklara göre değil, bu engelleri aşma konusunda nasıl tavır takınılması, hangi iradeyle göğüslemesi gerektiğine dair araştırmalar yapan, çaba harcayan, buna önem veren bir müzik tarzıdır benim seçimim.
Lirik eserleriniz nedeniyle bambaşka bir dünyanın kapıları sonuna kadar açılıyor size. Dingin eserlerle büyük sorunları aktarmak, çok rastlanır bir durum değil, neler paylaşabilirsiniz?
Lirik eserlerde değil, hangi tür müzik tarzında olursa olsun, dingin eserler büyük sevinçlerin, aşkların, hüzünlerin, felaketlerin, matemlerin, tutulacak yasların hikâyelerini dile getirmeye çalışır. Hiç bir şey öylesine var olmadığından, her şeyin nedeni, sonucu, hikâyesinin bulunması gerekir. Bestelerimde edilgenliğe, umutsuzluğa, teslimiyete yer yoktur. Direnç daima asidir. İşaret etiğim yollar umudun yoluyla kesişir, yaşamın mucizeliğine, her zifiri gecenin doğacak sabaha gebe olduğuna dikkat çeker. Hayali küstürmez ağaracak günü bekler. Umudun içrek yollarında tertemiz duyguların, yeşeren fidanlarda boy vereceğine işaret eder. Hiç bir zaman için matem ormanlarında tükenişe müsaade etmez. Zira ölüm hariç, her denklemin bir çözümü olduğuna dair inanç vardır benim müziğimde.
Çok sayıda sanatçı dostunuz, arkadaşınız var. Sizi takip eden, müziğinizi dinleyenleriniz de. Çevrenizden söz etseniz nasıl bir yaşam serüveni içindesiniz günlük rutininizde?
Son zamanlara kadar senfonik müzik çerçevesindeki ilişkilerimden oluşan ve karşılıklı saygıya dayanan geniş bir ilişki yumağım oldu ve öyle de devam ediyor.
Yüreğe Ağıt desem ve sözü size bıraksam. Çok özel bir beste. Depremi en yakından yaşayanlardan birisi sizsiniz. Neler anlatmak istersiniz?
6 Şubat sabahı saat dört civarında, yakın arkadaşımın ısrarla çalan telefonuyla uyandım, Güneydoğu’daki felaketin boyutlarını öğrenince AĞIT ve DAPHNE’yi yazıp besteleyerek yaşanan acıları dile getirmek mümkün olmasa da en azından duygulara ortak olmaya çalıştım.
Konserleriniz, dinletiler, besteleriniz, bunları paylaşma sürecinizle ilgili yeni gelişmeler oldu sanırım. Eserleriniz gün yüzüne çıkıyor diyebilir miyiz?
Evet, kırk yıllık bir sürece dayanan bestelerim, etapları yakmadan, yavaş yavaş saygın dinleyicilerinin beğenisine çıkmaya hazırlanıyorlar.
Kendi şiirleriniz, önemli isimlerin, şairlerin şiirleri bestelerinizin ilham kaynağı. Bir de yaşadıklarınız. Beste yapmaya karar vermek, beste yapmak, paylaşmak bu aşamalar nasıl gerçekleşiyor sizin için?
Bestekârın haleti ruhiyesi, hem dahi hem deliye yakındır. Ben bunu yüzde elli gibi değerlendiriyorum. Hayatımda beni belki de en çok etkileyen yazarlardan biri Gogol oldu. Palto’yu da, Ölü Canlar’ı da okuduğumda, sinema salonunda, bu romanları içinde barındırdıkları melodileriyle atlattıkları hikâyeleri yaşayarak film seyredermiş gibi hissetmiştim kendimi. Beste yapmaya çocukluğumda başladım. Okuduğum roman ve şiirlerdeki anlatılardan çok etkilenirim. Her şiir ve hikâyenin sözleri içinde, satır aralarında makam, ölçü mevcuttur. Notaları bulup çıkarmak bence önemlidir. Bu makam ve ölçüleri, zamanı durdurup ebediyete kadar uzatabilen usta ressamların fırçalarından çıkan çizgilerde ve tablolarda da bulmak mümkündür. Mutlak sessizlik ortamında, hikâyelerin anlamlarını notalara dökerek çözmeye çalışan bir çalışma yöntemim var benim.
Müzik birikiminizi gelecek kuşaklara aktarmak kadar müzik anlayışınızı paylaşmak gibi durumlar konusunda neler söylersiniz. Yeni nesillerle çalışmalar yapmak, onları yetiştirmek gibi?
Şu an için şan dersleri vererek gelecek kuşaklarla birikimlerimi paylaşmaya çalışıyorum. Beste yapma konusundaki çalışmalarımın paylaşımlarına, sonraki aşamalarda zaman bulabilirsem neden olmasın?..
Yakında yeni bir çalışmanız çıkıyor. Pireli Şiir. Bu konuda bizimle ne paylaşırsınız?
Orhan Veli Kanık’ın Pireli Şiir’i beni çok etkilediğinden, sözlerin anlamının içinde barındırdığı melodisini gün yüzüne çıkartarak saygın dinleyicilerimin beğenisine sunmak istedim.
Son olarak, bundan sonrası için sizi takip eden ve yeni katılacak dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz gelecek ile ilgili?
Sonrası süreklilik babında. Bekleyen yüzlerce bestemi yavaş yavaş paylaşmaya çalışacağım. Bu sürece benimle birlikte eşlik etmelerinden memnun olduğumu söyleyebilirim.
Teşekkürler ediyorum. Bir sonraki çalışmanızda buluşmak dileğiyle…
Kendimi ifade etmeme vesile olduğunuz için ben teşekkür ederim.