PARİS UNESCO MERKEZİ’NDE “BÜYÜK BOZKIR”KONFERANSI DÜZENLENDİ

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Fransa’nın başkenti Paris’teki genel merkezinde “Büyük Bozkır: Kültürel Mirası ve Dünya Tarihindeki Rolü” başlıklı uluslararası konferans düzenlendi. Uluslararası konferansa Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Hindistan, Çin, İngiltere, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Özbekistan, Fransa, Letonya, Hollanda ve Macaristan gibi ülkelerden 70 kadar bilim insanı ile UNESCO temsilcileri katıldı.Konferansın açılış konuşmasını yapan Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Prof.Dr. Darkhan Kıdırali, Kazakistan eski Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in “Büyük Bozkır’ın Yedi Özelliği” makalesinin öneminden bahsetti. Akademi Başkanı konuşmasında ayrıca Büyük Bozkır’ın dünya uygarlığına yaptığı katkısını ifade etti. Konferansa katılan Kazakistanlı ve yabancı bilim insanları Nursultan Nazarbayev’in “Büyük Bozkır’ın Yedi Özelliği” isimli makalesinin Avrasya coğrafyasındaki tarihî süreçlerin yeni bakış açılarıyla yorumlanması bakımından büyük önem taşıdığını kaydetti. Ayrıca, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darkhan Kıdırali, Fransız tarihçi Rene Grousset’nin 1939 yılında kaleme aldığı “Büyük Bozkır İmparatorlukları” isimli eserinde Büyük Bozkır kavramını ilk defa kullanıp tarih bilimine sunduğunu belirtti.Uluslararası Türk Akademisi, UNESCO Nezdindeki Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan Daimi Temsilcilikleri tarafından ve UNESCO’nun iş birliğiyle düzenlenen konferansa Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darkhan Kıdırali, UNESCO Nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Altay Cengizer, UNESCO Nezdindeki Azerbaycan Daimi Temsilcisi Büyükelçi Rahman Mustafayev, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, ABD’deki Michigan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Kocaoğlu, Hollanda’daki Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi Müdürü Mehmet Tütüncü, Paris Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Wanda Dressler, Hindistan, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya ve Özbekistan’dan araştırmacı ve çok sayıda akademisyen katıldı.Türkiye’nin UNESCO Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Cengizer, 1980’li yıllardan itibaren Avrasya ülkelerinde önemli siyasi değişimlerin yaşandığını ifade ettiği konuşmasında, 21. yüzyılda küreselleşmenin bu bölge için hangi fırsatları beraberinde getirdiğinin önemine vurgu yapan Cengizer, bu bölgeyi daha iyi anlamayı sağlayacak çalışmaların yapılması gerektiğine işaret etti. Büyükelçi Cengizer, Avrasya ülkelerinin tarihi bağlamının Türkiye’den farklı olduğunu söyledi. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığını temsil eden Türk Mirası ve Kültür Vakfı Başkanı Gunay Efendiyeva, ortak miras olan Türk dünyası kültürünün popülerleşmesinde ve aktarılmasında birçok zorlukla karşılaştıklarını, bu nedenle bu kültürün daha fazla araştırılması ve yayılması gerektiğini belirtti. Büyük Bozkır’ın insanlığın ortak tarihini ve onu dünyaya sunma yollarını ortaya çıkarmada çok önemli noktalara işaret ettiğini dile getiren Efendiyeva, “Türk milletleri Avrasya kıtasının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Bunu gerçekleştiren başlıca araçlardan biri de Büyük İpek Yolu olduğunu.” söyledi.Michigan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kocaoğlu, Karahanlı Uygur Türklerinden Yusuf Has Hacip’in 11. yüzyılda yazdığı Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi) adlı eserden bugün üç nüshanın kaldığına işaret ederek bu eserin Türk edebiyatı, siyaseti ve kültürü açısından önemli olduğunu ve bunun üzerine yeni bir çalışma yapıldığını kaydetti. Kutadgu Bilig’in Türk dilinin en büyük eserleri arasında yer aldığını belirten Kocaoğlu, “Kutadgu Bilig, Türk edebiyatının en özgün eseri.” Olduğunu vurguladı.Paris Sorbonne Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dressler, uzun yıllardır Avrasya bölgesi üzerine araştırmalar yaptığını, Kazakistan üzerine çok sayıda konferans verdiğini ve bir kitap yazdığını anlatarak “Büyük Bozkır”ın kültüre yaptığı katkıları yeni anladıklarını belirtti. Dressler, “Büyük Bozkır, eşi bulunmayan nadir bir medeniyet kavşağıdır.” dedi.UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Oğuz, bozkırın insanlığın ortak hazinesi olduğunu belirtti. “Bozkır coğrafyası kendine özgü bir medeniyet coğrafyasıdır.” diyen Oğuz, bozkırlarda kadın ve erkeklerin eşit mesafede olduğu bir kültürün oluştuğunu ve bunun yüzyıllar boyunca bugüne kadar geldiğini söyledi. Oğuz, “Kuşkusuz insanlığın bugüne kadar doğu, batı, kuzey ve güneyde oluşturduğu ortak medeniyet bizim medeniyetimiz. Hepsi çok değerli ve insanlığın gelişimine çok katkı sağladı ama bozkır coğrafyası insanlığın medeniyetine pek çok olumlu unsur ve deneyim kazandırdı. Bu bakımdan hem bozkırı hem doğu, batı, kuzey ve güneyi birlikte alabilmeliyiz.” dedi.Kırgız milletvekili Sadyk Sher-Niyaz da Türk kültürüne gerekli önemin verilmediğine dikkat çektiği konuşmasında, çocuklarımız Türk büyüklerini tanımıyorlar, Batılı ünlüleri tanıyorlar ama bizim kendi öz insanımızı tanıtmamız gerekiyor. Ben fazla uzun konuşmak istemiyorum, eksiğimiz belli bunu konuşalım ve çocuklarımızın bizim edebiyatçılarımıza, tarihçilerimize önem vermelerini sağlayalım « dedi.UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Prof. Dr. Metin Ekici, Türk dünyasını oluşturan Türk halklarının ortak özelliğinin medeniyetlerinin temelinde bozkır medeniyetinin bulunması olduğunu belirtti. Hollanda’daki Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi Direktörü Tütüncü, geçmişte Kuzey Afrika’ya giden Türklerin kültüre katkılarda bulunduğunu kaydetti. Tütüncü, program sırasında Uluslararası Türk Akademisine Türk tarihi atlası hediye etti. Öte yandan, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darkhan Kıdırali uluslararası camiada tanınmış olan Türk tarihine ve Türk Birliği üzerine yaptıkları çalışmalardan dolayı, bilim insanlarına Akademinin ödülünü takdim etti. Ödül alanlar arasında, Hindistan’daki İndira Gandhi Ulusal Sanat Merkezi (IGNCA) Profesörü Mansura Haydar, Paris Üniversitesi Profesörü Wanda Dressler, L.N.Gumilyov Avrasya Ulusal Üniversitesi Profesörü Bolat Kömekov, Türkiye Cumhuriyeti UNESCO Ulusal Komisyonu temsilcisi Prof.Dr. Öcal Oğuz Uluslararası Türk Akademisi’nin altın madalyası ile taltif edildiler.